İPEK YOLU’NUN ŞİRİN DURAĞI
Değişik
yerler görmek, farklı kültürler tanımak en büyük zevklerimden biridir. Bu değişik
yerler görme merakıma, isteğime Mudurnu eşlik etti. Mudurnu’ya iki kere gitme
şansım oldu. İlk gidişimde şirin, sıcak insanların bulunduğu Mudurnu’nun
merkezini gezerken, ikinci gidişimde tarihi solumak amacıyla Mudurnu’nun da
duraklık yaptığı tarihi İpek Yolu’nda yürüdüm.
Yolculuk Başlasın
Yolculuğumuz
Bolu’dan başlıyor. Özel arabası olmayıp toplu taşımadan yararlanacaklar için
Bolu merkezden otobüs kalkıyor, öğrenci için bilet fiyatı 5 buçuk lira iken,
tam bilet fiyatı 7 lira. Bolu sınırlarından çıkmadan sol tarafta sizi Akkaya
travertenleri karşılıyor. Yolculuk 50 km' lik yol boyunca genellikle ağaçların
eşlik ettiği bir doğada gerçekleşiyor.
TEKFUR KIZI MODERNA’NIN ADINI VERDİĞİ İLÇE
Mudurnu
Bitinyalılar zamanından beri var olan; geçmişte Frigyalılar, Lidyalılar,
Persler, Romalılar, Bizanslılar, Selçuklular ve Osmanlılara ev sahipliği yapmış
köklü, eski bir kasaba. Mudurnu adını Bursa tekfurunun kızı Matarnı (Moderna)adına
yapılan kaleden aldığı ve günümüze Moderna adının söylene söylene Mudurnu
olduğu düşünülmekte.
Yöre
köylerine, Selçuklu döneminde başlayan ilk Türkmen yerleşimleri Ertuğrul Gazi
ve Osman Bey dönemlerinde yoğunlaşarak devam etmiş. Osman Bey Samsa Çavuş’un
yardımlarıyla Mudurnu’yu topraklarına katmış.
Mudurnu
Kurtuluş Savaşı’nda, Kuvay-i Milliye’ye destek verip, bu nedenle de Atatürk’ün
teşekkür telgrafıyla onurlandırılmış bir kasaba.24 Ekim 1920 tarihinde
gönderilen telgrafta şu ifadeler yer almaktadır:“Sevgili Mudurnulular! Kurtuluş
savaşının en zor günlerinde Kuvay-i Milliye’ye verdiğiniz destek ve
gösterdiğiniz kahramanlığa teşekkür ederim.”
TARİHE
YOLCULUK YAPTIRAN ilçe
Bolu’dan
Mudurnu’ya doğru girerken ilk aşamada Mudurnu insanın önemli geçim
kaynaklarından olan tavuk çiftlikleri göze çarpıyor. İlçede ilerledikçe içinden
derenin aktığı Osmanlı mimarisine sahip yapılar göze çarpmaya başlıyor.
Gezip görmeniz gereken tarihi
mekanlar arasında şunlar sayılabilir:
Yine Beyazıt’ın şehzadeliği döneminde
yapılmış olan günümüzde de hizmet vermeye devam eden
Yıldırım Beyazıt Hamamı.
Bir rivayete göre; Kanuni Mudurnu’da büyük bir
cami yaptırılması için talimat vermiştir fakat cami kendisinin
istediği büyüklükte olmadığı için beğenmeyip kapısına kilit vurdurmuştur.
Kanuni’nin vefatından 50 yıl sonra ibadete açılabilen Kanuni Sultan Süleyman Camii. Cami derenin kenarında bulunmaktadır.
Cami yanında bir de türbe mevcut.
Kanuni Sultan Süleyman Camii’nin hemen yanında bulunan Osmanlı sivil mimari eserlerinden olan Armutçular Konağı da görülmesi gereken yerlerden biri. Konağın içine girme fırsatını yakalayamasam bile dış görünüşü bile insanı etkiliyor. Konağın ahşap balkonlarında yer alan oymalar “keşke bu konakta yaşama şansım olsaydı” dedirtiyor insana. Diğer konaklar arasında Keyvanlar Konağı, Hacı Şakirler Konağı sayılabilir. Konakların çoğu turizme kazandırılmış ve turistlerin konaklamasına hizmet ediyor.
Mudurnu’nun doğusunda bir yamaç üzerinde
bulunan tarihi saat kulesi şirin ilçeyi kuş bakışı izliyor. Araştırmalarıma
göre saat kulesi,1890-1891 tarihlerinde ahşap olarak yapılmış,1900 yılında
çıkan yangın sebebiyle 1905 yılında çevreden getirilen taşlar ile Mudurnu
Hapishanesi’ndeki mahkumlara kule yeniden yaptırılmış ve Mudurnulu demirci
ustasının yapmış olduğu saat takılmış. Saat kulesinin korunması için 1990
yılında ahşap ile kaplanmış ve tarihe tanıklık etmeye devam etmekte.Saate ulaşmak için çıktığınız yol sizi
zorlasa da tepeye vardığınızda Mudurnu’yu kuşbakışı seyretmek “bu manzara bu
zorluğa değer”dedirtiyor.
Kanuni Sultan Süleyman Camii’nin hemen yanında bulunan Osmanlı sivil mimari eserlerinden olan Armutçular Konağı da görülmesi gereken yerlerden biri. Konağın içine girme fırsatını yakalayamasam bile dış görünüşü bile insanı etkiliyor. Konağın ahşap balkonlarında yer alan oymalar “keşke bu konakta yaşama şansım olsaydı” dedirtiyor insana. Diğer konaklar arasında Keyvanlar Konağı, Hacı Şakirler Konağı sayılabilir. Konakların çoğu turizme kazandırılmış ve turistlerin konaklamasına hizmet ediyor.
İPEK YOLUNDA TARİHİ
SOLUMAK
Mudurnu
tarihi İpek Yolları’nın duraklarından biri olmuş geçmiş tarihlerde ve bu yolda
yürüme şansını Bolu İl Gençlik Merkezi’nin düzenlediği etkinlik çerçevesinde yakaladım.
İpek Yolu denilince aklımda kenarında han, kervansarayların bulunduğu bir yol canlanırdı.
Fakat yürüdüğümüz yol bu hayalime uymadı. Yürüyüş Yeniceşıhlar mevkinden
başlayıp söylenene göre 6 km sürdü. Kullanılan parkurun taşlı olması insanı
biraz zorlasa da yeşil bir doğanın size eşlik etmesi güzel bir duyguydu. Ayrıca
geçmiş zamanlarda atların, eşeklerin, develerin sırtında yüklenilen yüklerle
insanların bu yolu kullandığı hayali beni tuhaf hissettirdi. İpek yolunda
tarihi soluduğum havasını vardı.
ÜNLÜ halk BİLİMCİNİN ADININ VERİLDİĞİ KÜLTÜR EVİ
Pertev
Naili Boratav Kültür Evi arkadaşlarla rastgele girdiğimiz ve çok memnun olarak
ayrıldığımız bir yer. Kültür evinin çalışmalarıyla Mudurnu Kültür, Turizm ve Dayanışma
Derneği’nin gönüllüleri ilgileniyor. Burada Mudurnu insanının eski yaşam biçimini göz önüne seren giysiler, kap, kacaklar, eşyalar; Mudurnu’nun geçmişi canlandıran fotoğraflar; kültür evine ismini veren Türkiye’de üniversitelerde ilk halkbilim kürsüsünün kurulmasına öncülük eden, halk edebiyatı alanında yaptığı çalışmalarla ön plana çıkan, çocukluğunu ve gençlik yaşamının ilk zamanlarını Mudurnu’da geçiren Pertev Naili Boratav’ın yaşamını anlatan fotoğrafların, yaptığı yazışmalarının yer aldığı bölümler var.
MUDURNU GEZİLERİNDEN AKLIMDA KALANLAR
Mudurnu’da gezerken sıcakkanlı
insanların size “Hoş geldin” diye seslenmeleri, misafirperverlik göstermeleri
hoş duygular yaşatıyor size. Tarihi sokakları, içinden geçen deresi, tarihi
evleriyle bir tarihi yolculuğa çıkıyorsunuz. Mudurnu gerek doğası gerek
tarihiyle benim beğenimi kazanan bir yer. Bundan sonra Mudurnu’nun tavuk
çiftliklerinin yanında tarihi ile de ön plana çıkartılması gerekiyor bence.
Toplumumuzda
bir söz vardır yediğin içtiğin senin olsun gezdiğin gördüğünü anlat. Bende bu
yazımda gezdiğim, gördüğüm yerleri anlatmaya çalıştım. Ama Mudurnu’nun
geleneksel yemeklerinden yememek içimde ukde kaldı. Eğer ki üçüncü bir defa
gidersem geleneksel yemekleri tatmak istiyorum.
Eğer
ki bir daha gitme şansım olursa cumartesi günü yerli halkın ürünlerini satışa
sunduğu pazarı görmek arzusundayım. Ayrıca hala Ahilik sisteminin yaşatılmakta
olduğu Mudurnu’da Ahilik hakkında ayrıntılı bilgiler almak istiyorum.
Son
söz olarak bu şirin ilçeyi görmeniz tavsiye etmekteyim…
(Değerli
Okuyucular bu yazı benim gezi hatıralarımdan ve Mudurnu belediyesi ve
kaymakamlığının katkılarıyla hazırlanmış olan “Mudurnu Gezi Rehberi” adlı
broşürde yer alan bilgiler çerçevesinde hazırlanmıştır. Ayrıntılı bilgi için bu
broşürden yararlanabilirsiniz.)
YAZI:AYŞEGÜL BAYSAN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder